Rojhat Abi
BİTLİS – Bitlis’in tek bayan milletvekili adayı, Yeşil Sol Parti’den Semra Çağlar Gökalp. 1988 yılında Bitlis’in Kayalıbağ (Lerd) köyünde doğan Gökalp, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi İngiliz Lisanı ve Edebiyatı’ndan mezun. Van Büyükşehir Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğü ve AB ve Dış İlgiler Şube Müdürlüğü’nde çeşitli misyonlarda bulunan Gökalp, belediyeye kayyım atanınca KHK ile vazifesinden ihraç edildi. Antalya İHD Şube idaresinde yer alan Gökalp, yılladır hak savunuculuğu yapan bir isim.
Bitlis’te, 24 Haziran 2018 seçimlerinde AK Parti yüzde 44,8 oy oranı ile 2 milletvekili çıkardı. HDP ise yüzde 42,5’lik bir oy ile 1 milletvekili kazandı. Bitlis’te 14 Mayıs’ta bu tablonun değişmesi için çalışmalar sürüyor. Çalışmaları sırasında Gökalp ile Bitlis için seçimin değeri ve yürütülen çalışmalar üzerine konuştuk.
‘BİTLİS’TE GENÇLER İŞSİZ, BAYANLAR ÖLDÜRÜLÜYOR’
Bitlis için bu seçim neden kıymetli?
Türkiye yüzyılı, bilhassa son 21 yıllık iktidari yapı, karanlık bir perde üzeredir, tamamıyle yırtıp atmak gerekiyor. Bu karanlığın içine ekonomiyi, barışı, özgürlüğü, eşitliği, adaleti hapsetmiş olanların üzerine ampulü kapatmanın günü olarak 14 Mayıs büyük bir değer taşıyor. 14 Mayıs, diktatoryanın bizden çaldıklarını almaya başlayacağımız günün arifesidir. Türkiye’nin özgür bir atmosfere büründüğü, eşit şartlar içinde yaşadığı, tam bir barışın inşa edildiği, herkes için adaletin geçerli olduğu yeni bir devrin habercisi olan tarih 14 Mayıs’a tekabül ediyor ve bizler de Yeşil Sol Parti olarak böylesi bir periyodun vazgeçilemez kanadındayız.
Sosyoekonomik açıdan Bitlis’in nasıl bir potansiyeli var? Bu noktada halkın Yeşil Sol Parti’den beklentileri neler?
AKP iktidarının tüm gücüyle saldırdığı bu süreçte, buna en çok reaksiyon veren bayanlar, işçiler ve gençlerdir. Onlar sandıklara sahip çıkarak bu darbecileri gönderecektir. Toplumun en dinamik bölümü olarak bayanlar, gençler ve işçilere dair tespitlerimizin ne yazık ki üzücü bir tarafı var: Bu darbecilerin zihniyeti yüzünden Bitlis’te gençler işsiz, bayanlar öldürülüyor.
Bedelini en ağır bir biçimde verdikleri bu tekçi zihniyetin siyasetlerine karşı geldiklerini ve bu manada Emek ve Özgürlük İttifakı’nın etrafında kenetlendiğini de belirtmem gerekiyor.
Eğitim, bilhassa de anadilinde eğitim konusunda bir programınız var mı?
Bilindiği üzere Türkiye’nin kurulduğu birinci vakitlerde Türkiye’de iki kardeş halkın yaşadığı, bunların Türk ve Kürt kardeş halkları olduğu lisana getirilmişti. Fakat Türkiye’nin birinci yüzyılında, bırakın lisan üzerindeki asimilasyonu, tamamıyla Kürt halkını reddeden bir siyaset izlendi. İkinci yüzyılda eşit ve özgür bir geleceğinin kurulacağı bir tertipte herkesin anadilinde eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik bir eğitimden geçmesi gerekmektedir. Bunu bilimsel, laik ve halklar temelinde yapacağız. Fiyatsız eğitim hakkını uygulayacağız. Ayrıştırmanın olmadığı bir eğitim modelimiz var bizim.
‘KADIN MECLİSLERİNİ GÜÇLENDİRECEĞİZ’
Bitlis’te öteki partiler bayan aday çıkarmadı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yeşil Sol Parti, Meclis’te en fazla bayan milletvekili temsiliyetini sağlamakla birlikte bayanın meclisteki sesi olmayı amaçlamaktadır. Evvelki devirlerde de geleneğinden geldiğimiz partiler, ‘tam olarak bayanların sesi’ olmuştur demek abartı olmaz. Örneğin HDP, Meclis’te bayanlarla ilgili en çok kelam kuran, önerge veren, basın toplantısı yapan parti olmuştur. Meclis’te bayan kümesi olan tek parti olup eşbaşkanlık üzere muazzam bir sistem örmüştür. Bütçe periyodunda bayanı, bayan yoksulluğunu en çok gündemine alan parti olmuştur. Yeşil Sol Parti, bayan özgürlükçü bir uğraş yürütüp cinsiyet özgürlüğünü sağlama gayretindedir. Önümüzde yüzyıllık cumhuriyet gerçekliği ve onun üzerine konseyi olan ataerkil bir dinamik var. Elbette bu Bitlis özelinde de kendini var etmekte. Erkek ittifakları olan başka partiler, bir bayan aday çıkarmaktan korkuyorlar ve bayanların onların iktidarlarını sarsacaklarına inanıyorlar. Siyasette bayanın temsiliyetinin olmaması, değişim savı taşıyan başka partilerin bakış açılarındaki erilliğin Bitlis özelinde nasıl bir boyutta olduğunun çok somut bir örneğini bizlere sunmuştur. Nihayetinde bizler, bayanların gasp edilmiş tüm haklarını eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik anayasal düzlemde savunacağız. Yeni ömür inşasında en büyük rolü biz bayanlar alacağız.
Bitlis’te yaşayan bayanların sıkıntıları neler, sizin tahlil teklifleriniz ne olacak?
Şehri gezdiğim vakit, en çok bayan alanında çalışma yapmam gerektiğine inandım. Bayanlar burada kendilerini rahat hissetmiyor. Şuur ve ekonomik yetersizlik, bayanın toplumsal hayatı önünde harikulade bir mani teşkil ediyor. Tam da bu problemlere tahlil için varız. Bayan hayat merkezlerini inşa etmek ve bu merkezlerde bilinçlendirme eğitimleri, kurslar, sanat atölyeleri ve çalışan annelerin rahatlaması için kreşler yapmak birinci elden elzem olanlardır. Ayrıyeten Bitlis’te de Türkiye’nin her yerinde olduğu üzere bayan cinayetleri ve bayanlar üzerindeki baskılar devam ediyor. Bu tekçi eril zihniyet her geçen gün kabalaşıyor. Bu sıkıntılara karşı elbette bir tahlilimiz var: Bu sistemi kabul etmemek. Bizler ataerkil ittifaklara karşı duracağız. Yeni bir hayat inşa edeceğiz. Bunun içinse bayan meclislerimizi daha güçlü hale getireceğiz. Karar alacak sisteme çevireceğiz. Hakkımızı her manada alacağız.
‘ENGELLERİ AŞMAYA AZ BİR VAKİT KALDI’
Bitlis halkı ne istiyor?
Bitlis, tarihi ve stratejik pozisyonu itibariyle tekçi sistemin siyasetlerine maruz kalmış bir kenttir. O denli ki, mevcut cumhurbaşkanının burada bir sarayı, külliyesi dahi var. İsmet İnönü de demişti: “Bitlis’i Türkleştirirsek Kürdistan’ı Türkleştiririz.” O devirlerden şimdiye kadar özel savaş siyasetleri burada hiç eksik olmadı. Reddetme, imha, inkar ve asimilasyon siyasetleri devam etmekte lakin buna karşı halk iradesi, güçlü bir biçimde bu siyasetlerin karşısında duruyor. Bizler tüm zorbalıklara karşı eşitliği, özgürlüğü ve demokrasiyi istiyoruz. Bu isteğimiz ve kararlılığımız doğal bir tahlil reçetesidir.
Özgürlüğün ve adaletin, barışın ve eşitliğin önündeki manileri aşmaya az bir vakit kaldı. Bizler Bitlis’te 3, Türkiye’de ise 100 vekil ile bu mahzurları aşacağımıza inanıyoruz. Halkımızın bu inanç ekseninde yanımızda olmasını istiyoruz.
